Norveç’in kışı çok karanlık ve depresif geçtiği için Norveç Havayolları, ülkeye sanal güneş getirdi. İnternetten gücünü alan bu sanal güneşin saçtığı ışık ve sıcaklık Twitter ve Facebook üzerinden “kışı kötüleyen” yorumlara bağlı olarak artıyor. Aynı zamanda şehrin ortasındaki bu sanal güneş Norwegian Airlines Facebook sayfasından da canlı olarak takip edilebiliyor.
“Chicco” aynen “cheese” gibi telaffuz edilirken insanları gülümseten bir kelime. Marka bu yüzden gerçek müşterileri olan bebeklere yeni dijital kampanyasıyla ismini ezberletmeyi hedefliyor.
Markanın internet sitesi üzerinden (http://chiccousa.com/timessquare/#/home/67 ) kullanıcılar, bebeklerinin “Kii-Koo” dediği anın videolarını paylaşıyor. Markanın ismini doğru telaffuz eden bebeklerin 5-10 saniyelik videoları Times Square’de markanın dev dijital billboard’larında yayınlanıyor. Şimdiden sitenin video galerisinde binlerce video bulunuyor.
Geçtiğimiz hafta 6 milyona yakın internet kullanıcısı “Rear View Girls” (Arkadan Görünen Kızlar) deneyini izledi. 2 kız, bir gün boyunca kotlarının arka cebine bir kamera yerleştirdiler. Sonra bu şekilde Los Angeles sokaklarında dolaşarak, arkalarına bakan insanların görüntüsünü kaydettiler. Bu videoyu internette yayınladılar. Hemen arkasından kızlar, bu düzeneği nasıl kurduklarına dair bir video daha çekip onu da yayınladılar. Videonun sonunda tüm kurgunun arkasından Levi’s çıktı.
Google, “Street View” ile sokakları internete taşıdı. Şimdi de Red Bull, Google işbirliğiyle sokak sanatını internete taşıyor ve dünyanın en büyük sokak sanatı galerisini oluşturuyor.
Kullanıcılar http://www.streetartview.com/ sitesi üzerinden sokakları tarayarak beğendikleri eserleri (grafiti, stencil, vs) etiketliyor (tagliyor), arkadaşlarıyla paylaşıyor ve dünyanın en büyük sokak sanatları galerisini oluşturmak için Red Bull’a yardım ediyorlar.
İnternetin hayatımıza bu kadar girdiği bir dönemde Sevgililer Günü gibi özel günlerde gönderilen çiçekler de dijital çiçekler oluyor. Mulberry markası bu hafta internet sitesi üzerinden Love Blossoms adlı dijital tohum aplikasyonu başlattı.
Kullanıcılar, site üzerinden Facebook Connect, Twitter ya da üyelikle bir tohum seçip onu sevgilileri için dijital ortama gömüyorlar. Sonra 14 Şubat’ta ekilen tohumlar çiçeğe dönüşünce, Mulberry bu özel tasarım çiçekleri kullanıcıların sevgililerine gönderiyor.
Bir kullanıcının Twitter üzerinden National History Museum’a en boş olduğu saati sormasıyla “When shoul I visit?” fikri ortaya çıktı.
Fikir çok basit ve net; Foursquare “check-in”lerinin takip edildiği bir program oluşturuldu ve bu program sayesinde Londra’daki müzelerin, galerilerin, ne zaman hangi yoğunlukta olduğunun an ve an grafikleri çıkartılıyor. Sürekli güncellenen bu grafikler http://whenshouldivisit.iamdanw.com/ internet sitesi üzerinden kullanıcılarla paylaşılıyor, kullanıcılar da o grafikler üzerinden gitmek istedikleri müzenin, galerinin ne zaman daha müsait olduğunu önceden görebiliyorlar ve program yapabiliyorlar.
Super Bowl’da her sene olduğu gibi bu sene de futbolcuların ve futbol takımlarının yanı sıra reklam ajansları ve markalar boy gösterisi yaptılar. Super Bowl’a özel çekilen reklam filmleri sosyal medya üzerinden günler öncesinden takip edilmeye başlandı. Kimi markalar sürpriz filmler yayınlarken kimi markalar birkaç gün öncesinden teaserlar yayınlamaya başladı. Bu markalar arasında Super Bowl’un klasikleşmiş markaları Doritos, Coca Cola, Pepsi’nin yanı sıra bu sene çıkış yapan ve daha önce hiç reklam vermemiş olan Groupon’un (Şehir Fırsatı) da reklam filmi vardı. Reklamlar sosyal medya üzerinden oyun boyunca takip edildi, reklam ajansları kendi reklamlarını yaptı. YouTube AdBlitz kanalı üzerinden ise tüm reklamlar canlı olarak yayınlandı ve en iyi reklamı seçmek için bir oylama başladı.
İnternet dizileri özellikle ABD’de çok fazla internet kullanıcısı tarafından takip ediliyor. Bu yüzden de reklamverenler tarafından ilgi görmeye başlayan bir mecra haline gelmeye başladı.
2009 yılının Mayıs ayında Charles Trippy adında ABD’de yaşayan bir üniversite öğrencisi sevgilisiyle beraber, sadece YouTube ve kendi internet sitesi üzerinden yayınlanan Internet Killed Television adında bir “reality show” çekmeye başladı. Bu internet dizisi zamanla bir fenomene dönüştü ve yüz binlerce internet kullanıcısı tarafından takip edilmeye başlandı. Dizinin başka internet dizilerinden ayrışması ve bu kadar tutulmasının ana sebepleri; dizinin tüm bölümlerinin en fazla 15 dakika uzunluğunda olması, dizinin neredeyse her gün yayınlanıyor olması, en önemlisi de dizinin çok samimi ve gerçek hayattan olması. Kısacası,internet dünyasının kurallarına fazlasıyla uygun olması.
“Internet Killed Television” internette belirli bir izleyici kitlesine erişince reklam verenlerin de gözdesi haline geldi. Geçen hafta yayınlanan bir bölümde Charles yazıcısının eskiliğinden şikayet ederken, haftasonu yayınlanan bölümde gördük ki HP hemen Charles’a yeni yazıcılarından birini hediye etmiş. Charles da HP’ye teşekkür olarak yeni yazıcısı üzerine “Haunted Printer” isimli çok eğlenceli bir bölüm çekmiş ve her zaman olduğu gibi yüz binlerce izlenme almış.
San Francisco’da MUNI otobüsleri her zaman gecikmeleri ve çok kalabalık olmalarıyla bilinir. San Francisco halkı, uzun zamandır bu durumdan çok şikayetçiydi ve durakta kendilerini oyalamak için enteresan uygulamalar geliştiriyorlardı.
Yahoo da MUNI beklemeyi daha eğlenceli hale dönüştürmek için San Francisco otobüs duraklarına interaktif raketler yerleştirdi. Bu interaktif raketlere de hem bireysel hem de toplu olarak oynanabilecek bağımlılık yapan 4 tane oyun koydu. Oyunlara heyecan katmak için tüm oyunlar diğer “derbi durakları”na karşı oynanıyor, böylece insanlar sadece kendileri için değil mahalleleri için de puan toplayıp yarışabiliyor. 2 ay sonunda ise en çok puanı toplayan durağın mahallesinde San Francisco halkının çok sevdiği OK GO grubu sahne alıyor.
Orange sıkıcı, karanlık ve depresif kış günlerinde arkadaşının içini ısıtacak bir uygulama başlattı. #WinterWarmer isimli uygulama sayesinde, istediğin arkadaşına bir bardak sıcak kahve ve yün bir atkı yollayıp gününü renklendirebiliyorsun.
Twitter’da kullanıcı profiline gerçek ismini ve #WinterWarmer’ı içeren bir “tweet” girdikten sonra Orange hemen o kullanıcıyla irtibata geçiyor ve “ısıtmak” istediği arkadaşının adresini ve ismini alıyor, 1 saat içerisinde de Orange ekibi arkadaşına kahvesini ve atkısını ulaştırtırıyor.
2007 yılında Sao Paulo şehrinde görüntü kirliliğinden dolayı tüm outdoor uygulamalar yasaklanmış. Bundan ilham alan yönetmen Morgan Spurlock aynı yasağı New York’a da getirtmeyi kafasına koymuş bunun için de internet üzerinden “No Ad – NY” kod adlı toplu bir hareket başlatmış.
http://noadny.com/ internet sitesi üzerinden kullanıcılar, Times Square’de diledikleri bir alandaki tüm outdoor uygulamaları yok edebiliyor, aynı zamanda da bunu Facebook ve Twitter profilleri üzerinden paylaşarak bu harekete destek veriyorlar.
Araba markaları televizyon reklamlarında modellerinin farklı açılardan görüntülerini yayınlarken Honda klişeleri yıkıp, 1 dakikalık Jazz reklamlarıyla anime bir dünya üzerinden modelini tanıtıyor. Hatta araba 54. saniyede gözüküyor. Reklamda hayatın öngörülmez olduğu anlatılıyor.
Televizyon reklamının yanı sıra çıkarmış olduğu iPhone aplikasyonuyla da oldukça dikkat çekici. Aplikasyon, reklam filmi gösterilirken telefonu ekrana doğru sallayınca filmdeki anime karakterleri yakalıyor. Sonra da bu karakterlerle iPhone üzerinden oyunlar oynatıyor.
Televizyon – mobil interaksiyonunu önümüzdeki günlerde daha fazla göreceğiz gibi görünüyor.